aklıma hep lise dönemi edebiyat dersinde gördüğümüz şiirleri getiren başlık. insanın ufkunu genişleten bi' hocamız vardı o zamanlar, Allah rahmet eylesin. kimse sevmezdi sınıfta, düşük not veriyormuş çünkü. öğrencinin kendi zihninde yaptığı çıkar anlaşması bu işte, hocanın merhametinden istifade edebildikleri kadar severler.
oysa
tahir ile zühre'nin aşkını öğreten oydu bize, günlüklerinden sayfalar okurdu arada. yaşlıydı hatta baya geçmişti yaşı. kimileri derdi ki bu yaşlı hocaların ne işi var taze kan getirsenize okula. yine de son anına kadar eğitime hizmet etti, en çok da bunun için şükran duyarım. neyse.
bahsettiğim şiir de şu:
---
spoiler ---
Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgû Han mısın kâfir
Aman dünyâyı yakdın âteş-i sûzan mısın kâfir
Kız oğlan nâzı nâzın şeh-levend âvâzı âvâzın
Belâsın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir
Ne ma‘nî gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas
Ki ya‘ni şu‘le-i can-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir
Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-ı girîbanlar
Aceb bir şûha sen de âşık-ı nâlan mısın kâfir
Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın cânan mısın kâfir
Şarâb-ı âteşînin keyfi rûyun şu‘lelendirmiş
Bu hâletle çerâğ-ı meclis-i mestan mısın kâfir
Niçün sık sık bakarsın böyle mir’ât-ı mücellâya
Meger sen dahı kendi hüsnüne hayran mısın kâfir
Nedîm-i zârı bir kâfir esîr etmiş işitmişdim
Sen ol cellâd-ı dîn düşmen-i îman mısın kâfir
---
spoiler ---
(bkz: nedim)